Bazı sözler vardır. Üzerimizde şok etkisi yaratır. Hani şair Ahmed Arif’in: “Kurşun sıksan geçmez geceden” dediği gibi. Bu sözler, çeyiz hazırlayan bir genç kızın dantel işlemesi gibi, beynimizin kıvrımlarına işlenir. Olduğumuz yerde donar kalırız. Gerçeğin bizde uyandırdığı hayranlık duygumuzun etkisidir bu. Tıpkı otobüs ile bir İstanbul yolculuğu yaptığım sırada, Yalova’dan geçerken o askeri kışlanın duvarına yazılmış sözü okuduğumda şahsıma olan gibi;

”Vatan sevgisi öyle bir sevgidir ki, düştüğü kalpleri yakar.-M.KemalAtatürk.”

İlk şoku 1970 yılı soğuk Şubat gününde Anıtkabir’i ilk ziyaretimde yaşamıştım.

Aslanlı yolun hemen başlangıcında sol taraftaki o anıt odanın tavana yakın

Duvarında şu söz yer alıyordu:“ Tarih,bir milletin kanını asla inkar edemez.M.KemalAtatürk”

Aynı şok’u 1978 yılı Kasım’ında Yedek Subay Okulu’nda yemin töreninde yaşadım. Tugay Komutanımız Tuğgeneral Sabri Demirbağ Paşa (1974 Kıbrıs Barış Harekatında ,Beşparmak dağlarına inen paraşütçülerimize komuta etmiştir.)’nın sözü idi beni kronik duruma düşüren;

“Değerli silah arkadaşlarım.Sizler , beraberce silahlara el basarak vatan namusunu koruyacağınıza yemin ettiniz.Fakat şunu hiçbir zaman unutmayınız; Biz Türkler vatan müdafaası mecburiyetinde kalırsak ,silah üzerine yemin etmiş olsak da olmasak da ne yapacağımızı çok iyi biliriz.”

Aidiyet diye bir kavram var. Bir toplumun, bir milletin ferdi olmak,bir toplum veya millete ait olmaktır aidiyet. Yeryüzündeki, varlığımız tamamen bununla ilintilidir. Biz, yurttaş oluşumuzu, kişiliğimizi onunla kazanıyoruz. Aynı topraklar üzerinde ve aynı dili konuşuyoruz. Aynı inanç ve adetlere sahibiz.Bayrağımız ile kişisel egemenlik hakkımızı sağlamış oluyoruz. Bir insana hayatta verilebilecek en büyük ceza nedir biliyor musunuz? Onu vatansız, milliyetsiz bırakmaktır. Yani , mülteci konumuna sokmaktır. Mülteci bir kişi, yeryüzünde varlığını ispat edemez. Ne nüfusu vardır ne de iş görebilme durumu .Ne evi barkı vardır ne de hayatı birlikte paylaştığı komşuları.M ülteci olunca insan bir hiç olur.Turgut Özakman adlı yazarımızın “Ormanda” adlı tek perdelik piyesinde şahıs kendinin toplum içindeki yerini şöyle belirtir; “Sabah ezanı okunmadan karanlıkta köyden çıkarım. Akşam ezanından sonra köye karanlık basınca gelirim.Aha, köyde önce , çalı çırpı söylenir de ondan sonra ben gelirim…”

Uzun yıllar ülkesi dışında yaşamış insanların oralarda nasıl vatan hasreti çektiklerine hepimiz zaman, zaman şahit olmuşuzdur. Demek ki; milletimize olan aidiyetimizi hiçbir zaman unutmamamız gereklidir.

İnternet sayfamızda;” Milletine,Bayrağına sahip çık” diye başlık atılmış.Makedonya’da yaşayan soydaşlarımız için 1-15 Nisan tarihleri arasındaki sürenin çok önemli olduğu vurgulanıyor. Bu süre sonunda,Makedonya’da yeniden nüfus sayımı tamamlanacak ve kozmopolit yapıyı oluşturan toplumların Makedonya’daki yeni nüfus oranları ortaya çıkacak. Bilindiği gibi ülke yönetiminde söz hakkına sahip olmak ancak çoğunluğu ele geçirdiğinizde mümkündür. Daha önceki yazılarımızda; “Azınlık , diğer toplumlar tarafından nasıl çoğunluk olarak algılanabilir?” konularında hasbelkader bir iki yazımız olmuştu. Demiştik ki;”Eğer ,Düşünce insanı, kültür adamı yetiştirebiliyorsanız, azınlığınız diğerlerince çoğul olarak algılanabilir. Mühim olan Kültür üretmektir.”

İnternet sitesindeki bazı köşe yazılarında bu topraklarda yaklaşık 77000 küsur soydaşımızın yaşadığı belirtilmiş.Makedonya nüfusunun % 3.65’i (Hatamız var ise af ola) diye belirtiliyor. İnternet sitemizi takip ettiğimizde,Makedonya’da yaşayan soydaşlarımızın arasında arzu edilen birlikteliğin olmadığı izlenimini ediniyoruz. Ancak, bu dönemde,Makedonya’da yaşayan soydaşlarımızın ,bu nüfus sayımında görevlerini layıkı ile yerine getirerek hep birlikte hareket etmeleri ve ayağa kalkmaları gerekmektedir. Birlik olmalıdırlar.yalnız olmadıklarını bilmelidirler. Nufüslarının 77000 değil 77 milyon olduğunun bilincine varmalıdırlar. Altı yüz yılı aşan bir tarihi, yaşanmışları unutmak o kadar kolay değildir. Türk Miletine olan aidiyetlerini ispat etmelidirler. Koskoca bir mazi kolay,kolay unutulamaz. Dilerseniz , büyük insan , İstiklal Marşı’mızın söz yazarı sayınM.Akif Ersoy’un şu sözlerine kulak verelim.

“Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni Tarih’e desem sığmazsın” (Çanakkale Şehitlerine..)

Nizamettin Gazioğlu