Tony Gatlif’in filmlerine olan hayranlığım kaçınılmaz. Dünya üzerindeki en zor şartlarda tüm yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan Çingenelerin içerisinden kader çizgisine madik atıp yukarıya doğru tırmanmayı başarabilen her çingeneye hayranlığım kaçınılmaz aslında.
Bizim bebeklerimiz hastanelerin konforlu köşelerinde, sıcacık evlerinde hayatlarına başlangıç yaparken, masum çingene çocukları sokakta dünyaya geliyorlar.
Duyuyorum. Kimileri “Çingeneden adam olmaz. Çocuğu da normaldir sokağa doğsun.” Diyorlar. O diyenlere ne söylemeli bilmem ki.Töbe töbe. Geçtim yine kendimden. Gitti bizim entelektüel çizgi. Böyle konuşan aklı yarım ve cahil insanlarımızı duymazdan gelerek, kendilerini o hor ve hakir gördükleri çingenelerin bulunmak zorunda kaldıkları sosyal statünün de şahsımca çok daha alt bir seviyesine yerleştirerek devam ediyorum ve biraz da badozlama konuya giriyorum:
“Ne kardeşim bu mendil sattırılan, soğukta dondurulan çingene çocuklarının hali !!!”
Mendil satmak, dilenmenin nazikleştirilmiş hali zaten. Bu da Çingenelerin önemli geçim kaynaklarından bir tanesi. Ona da okey. Ama çalıştırılanların çoğu çocuk; hatta bebek ! Ya yalnız başlarına ya da analarının yanında yerlerde sürüklenerek çalıştırılıyorlar. Mutlaka gözetçiler oluyor çevrelerinde. Diyeceksiniz ki anaları babaları çalıştırıyor. Yerden göğe kadar haklısınız. Onlar vicdansız da devlet de mi vicdansız?!?
Birkaç defa polislerden “Başa çıkamıyoruz.” gibi yakınmalar duymuştum. Anlayamadığım devletimizin yeri geldiğinde İsrail’e kafa tutarken, üç beş çocuk tacirine nasıl kafa tutamadığıdır.
Zaten iş, alenen yapılıyor. Herkes memnun. Çalıştıran ana babalar ve hatta biz. Çok normal karşılıyoruz bu durumu.
Ama bu şekilde mendil sattırılıp, geceyarısı eksi on derecede sokakta çalışmak zorunda bırakılan Çingene kardeşim Cansu’nun bir cümlesi asla aklımdan çıkmıyor:
“İyi insanların çevresinde hep kötü insanlar oluyor.”
Sizin de aklınızdan çıkmaması dileğiyle;
Bu arada iyi insan kim? Cansu.
Kötü insanlar kim biliyor musunuz bahsettiği; ANASI, BABASI VE AKRABALARI..!!!
Barış KOŞUCU
