Mimarlık bir toplumun uzaydaki izdüşümüdür. Nasıl bir toplum yaşarsanız öyle inşaatlar yapılır.

Üsküpteki Sultan Muratd camisi 1436y Üskübün bir tepesinde inşa edilmiş . Caminin yanında saat kullesi vardır.Üskübün neresünden bakarsanız camiyi ve saat kullesini görürsünüz. Balkanlarda Osmanlılardan kalan en büyük camidir. Çocukluğum hep bu caminin etrafında geçti .Büyük göç 1954yılarında başladığında bütün akrabalarımız Türküyeye göç etti.Babam birkaç defa evi sattı Türkiyeye göç edeceğiz diye fakat son anda vaz geçiyordu .Nedeni de ben burada Sultan Murad camisinde imalık yapıyorum,başka meskeğim yok İstanbula gidersem orda cami de tayin etmezler se ne yaparım benim başka mesleğim yok.Evlerimiz hep Sultan Murad camisinin yanında oldu ki zamanında camiye yetişebilsin.Babam Hf.Sami Sultan Murad camisinde 40y.İmamlık yaptı ,ondan önce dedem Hf.Yusuf ondan önce büyük dedem Hf.Ömer Sultan Murad camisinde imamlık yapmış.Öyle ki bizim ailemiz yüz yıldan fazla bu camiye hizmet etmiştir.

Yaklaşık 60y.önce hatırlıyorum 4-5 yaşlarında iken Sultan Murad camisine mahale cocukları teravi namazları için giderdik.Cami dolu olurdu biz cocuklar son safta kılardık.Hamdi efendi cocukları aynı safta kılmalarına müsade etmezdi ,nedeninibilmem ama cocuklar aynı safta kıldıklarında gülerler.

Sultan Murad camisinin avlusu çok büyüktür zamanında orada İrfan okulu vardı.Orada ilk okula başlamışımdır.Öğretmenim bayan Ruğiş ti diğer diğer öğretmenler bay Ali,bay Ziya…Birinci sınıfatan hatıra fotoğrafımızı cami kapısı önünde çıktık.Aynı yerde çekilen hocaların eski bir fotoğrafı çekilmiş aralarında dedelerim Hf.Yusuf ve Hf.Ömer de var .Bu fotoğrafı albümümde bekliyorum.

Bir Teravih namazı kılmak için 4kişi Sultan Murad camisine gittik.Sultan Murad camisinin ihtişamı daha giriş kapısından başlar İki Büyük mermer sutun sevgiyle oyulmuş ,demir kapılar,basamaklar.Fakat camiye girmek istiyoruz basamklar yok,kapı yok,sutunlar yok .Girişi karanlık inşaat malzemeleri ,demirler cami girişinde onların üzerinden basarak zar zor yürüyebiliyoruz.Kapı girişinin hemende yarısını kaplamış vaziyette üçüncü katakadar gelmiş bir inşaat devam ediyor.Mermer sutunlar cami karşısındaki Ihsak bek mezrının yanında brakılmış mahzun ,mahzun ne hallere geldik dercesine Ihsak bek mezarına doğru bakıyorlar.

Camiye geldik Hf.efendi mukabele okuyor içerde kimse yoktu ,içeri girdik her halde daha erkendir düşündük ,girdiğimizde hemen ezan sesi işidildi ancak bir saf doldurabildik.

Camiden çıktığımızda bayırdan enerken cok zorlandım karanlık olduğu için her an düşebilirdim iyi ki yalınız gitmemişim elerimden tutarak bana yardımcı oldular.

Ne söyleyeyim kendimi çok kotü hissediyordum bu duygular içerisinde bu satırları yazıyorum.

Bir kaç soru aklıma takıldı:

-Bu kapıları yıkan kim?

-Diyanet işleri buna nasıl müsade etmiş ?

-Belediye müfetişleri buna nasıl misade etmiş?

-Belediye nasıl cami girişinde bir inşaata izin vermiş?

-Tarihi koruma enstütüsü nerede ?böyle mi tarihi eserleri koruyorlar?

-Makedon,Arnavut,Türk aydınları nerede?

Geçenlerde gazetede okudum Üsküpteki Yonuz Emre Kültür Merkzinde Türk aydınları ve şairleri toplanmış Struga şiir festivali hakında konuşmuşlar ve Struga şiir festivalinin eski ihtişamının kaybedildiği kanatına varmışlar.

Bu aydıların şairlerin yolu hiç mi Sultan Murad camisinin ününden geçmedi bunu görmediler mi?

Ben de Struga şiir festivalinin eski ihtişamını kaybetiği için üzülüyorum ama ne yalan soyleyeyim Sultan Murad camisi eski ihtişamını kaybetiği için üzüntüm daha büyük.

Yüks.İnş.Müh. Mesut NEBİ